CHP’li Öztürk Yılmaz ÖSO için “kaynağı El Kaide’den” mealinde bir açıklama yaptı. Bu sözler ÖSO tartışmasının fitilini ateşledi. CHP’li Yılmaz sağdan soldan sert ifadelerle eleştirildi. Tepkinin şiddeti öyle büyüktü ki sonunda linç kampanyasına maruz kaldığını savunarak, “Başkaldırıyorum, alayınıza başkaldırıyorum. Hiç kimse bana hesap soramaz, herkes haddini bilecek” diye isyan etti Öztürk Yılmaz.

Ardından Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’ndan öğrendik ki bu milletvekili bakanlık bürokrasisinde görev yaparken, “Dışişleri’ndeki tek Ak Partili benim” diye dolaşırmış. Bir dönem Erdoğan’a Danışmanlık yaptığı da bana gelen bilgiler arasında.

Derken bu kez de sahneye Cumhurbaşkanı Erdoğan çıktı ve, “Ulan ahlaksız sen sıcak yatağında yatarken o ÖSO’lar benim Mehmedimle beraber, senin kol kanat gerdiğin teröristleri yok ediyorlar” sözleriyle hedefe oturttu Yılmaz’ı. Erdoğan'ın 'ulan' ifadesini yadırgadığımı da vurgulamam gerek.

Dün CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun da ÖSO topuna girmesi ve partili milletvekili ile aynı çizgide konuşması işi iyice kavgalı hale dönüştürdü. Kılıçdaroğlu, Hürriyet’e şöyle diyor:

“Ordumuzun kahramanlığını bir anlamda ÖSO’ya devretmeye çalışıyoruz. Niçin kimdir ÖSO? Ordumuz orada, mücadele ediyor, neden ÖSO? Ordu ÖSO’nun arkasına neden gizlenir, hangi gerekçe ile gizlenir? Biz bundan rahatsızız. Ordu ile ÖSO’nun birlikte anılmasını, ben içime sindiremiyorum, ağrıma gidiyor. Koskoca Türkiye’nin Ordusu ikinci planda, ÖSO birinci planda. Ne demek bu? Ayrıca siz bölgede operasyon yapıyorsanız ve buna karar vermişseniz, bu ülkenin birliği bütünlüğü açısından önemliyse, bunu kendi silahlı kuvvetlerinizle yaparsınız. Başka bir gücü, kendi silahlı kuvvetlerinizin yanına monte etmeye ne ihtiyacınız var? TSK gitmiş mücadele veriyor, hava desteği var, top desteği var, yedek orduymuş gibi açıklama yapıyorsunuz. Biz bunu eleştireceğiz. Ordu’nun başarısını bir başkasına ipotek edemezsiniz.”

Kılıçdaroğlu bu sözleri hangi kafayla söyledi, bilemiyorum.

Başarıyı ÖSO’ya yazmaya kalkan kim?

TSK’yı ikinci plana atan kim?

Kılıçdaroğlu bu soruların yanıtını da verseydi bari…

Geçelim bu konuyla ilgili Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek’in sözlerine…

İktidar-Muhalefet ÖSO polemiği hakkında CNN Türk’de şöyle diyor Perinçek:

“Arkadaşlar alet insanı yönetmez insan aleti yönetir. Bizin ÖSO ile ilişkimiz marangoz testere ilişkisidir. Ordumuz marangozdur ve ÖSO stratejik hedefimizde ve bizim emrimizde hareket eder. Biz ÖSO’yu karalar ABD’nin kucağına atarsak Mehmetçiğe kurşun sıktırırız. Bölgede çeşitli gruplar var. Ama ÖSO’yu kuran esas itibariyle Esad’a karşı isyan eden ordu komutanların etrafındaki ABD destekli unsurlardır. Bu savaş bizim için hayati o yüzden savaşı kazanma odaklı bakacağız.”

Ahmet Hakan’ın ‘Şart mı ÖSO’ sorusu üzerine Perinçek devam ediyor:

“Ne kadar büyük kuvvet olursa o kadar kazanma iddiası büyür. Savaş en ekonomik en katılımcı ve kısa zamanda zafer alabileceğin süreçte planlanır. Suriye’ye karşı olan ÖSO’yu Fırat Kalkanı operasyonundan sonra tekrar Esad’ın yanında katılma durumları yaşandı. Bu gelişmeler önemli. Bir de şunu vurgulamak lazım; en güvenilir güç kontrol edebildiğiniz güçtür. Marangoz kandırılmaz. Biz Suriye’nin toprak bütünlüğünü Beşşar Esad ile Türkiye’nin karşılıklı görüşerek ve buna ÖSO’yu da dahil ederek ele almamız lazım.”

Evet tartışma böyle. Kritik bir mücadelenin ortasında sizinle birlikte sahada hayatını ortaya koyan bir grubu hedef yapmak bana göre akla ziyan bir durum. Kılıçdaroğlu’na, “Ne yani sadece Türk askeri orada çatışsa, daha çok şehit haberi gelse mutlu mu olacaksınız?” diye sormak gerek.

Üstelik Suriye sınırları içerisinde bir mücadele veriliyor ve sizinle birlikte olan ÖSO unsurları o topraklara ait. ÖSO’yu eğiten, yöneten ve yanında çatışmalara götüren Türkiye. Hal böyleyken rahatsızlık ifade etmenizin perde gerisinde ne var? Bunu doğrusu çok merak ediyorum.

İşte bu denli önemli bir hususta dahi ‘ayrık otları’ gibi yaklaşım sergilemek CHP için 'ümitsiz vaka' dememizi haklı kılıyor. CHP’liler kızabilir ama bu ifadeyi en azından 'Kılıçdaroğlu ümitsiz vaka' diye de kullanabiliriz.

Ortada şikayet etmeyi değil bu aklı ortaya koyan güvenlik güçlerini tebrik etmeyi gerektiren bir durum var ama Kılıçdaroğlu başka kafalarda. Elin oğlu öbür kıtadan gelip buradaki insanları hem askeri, hem oyuncağı yapıyor. Türkiye'nin, yanıbaşında yaşayan insanları kendi saflarında mücadeleye sokması şikayet ediliyor. Hem de bu ülke insanı olduğunu söyleyenler tarafından... Gel de üzülme...

Ulusal çıkar için nasıl ki NATO müttefikleri yerine Rusya ile ortak hareket edilebiliyorsa, ÖSO ile de bu yapılabilir. Mevzuya memleket meselesi penceresinden bakılınca görünen bu. Ama siyaset ve iktidar hesapları ekseninde değerlendirirseniz farklı şeyler söyleyebilirsiniz...

Sevgiyle kalın…