Türk siyaseti uzun zamandan beri 'dar alanda kısa paslaşmalar' misali, iki parti arasındaki yarışla geçiyor. Onların yarışında da sonuç en başından tahmin edilebiliyor.

Ak Parti’nin iktidar olmasından bu yana ciddi bir rakip bulamadığına yönelik yorumları duymayan kalmadı. Alternatif arayışları zaman zaman gündeme geldi ama aradan geçen süreçte kimse buna muvaffak olamadı.

Bugünlerde ise alternatif arayışlarında ciddi bir aşamaya gelindiği aşikar. MHP’den uzaklaştırılan Meral Akşener alternatif oluşumun odağındaki isim. Tabanda karşılığı olduğu kesin. Çare arayanlara çare olma noktasında ümit verdiği söylenebilir.

Yeni oluşumda dikkate alınması gereken unsurlar var. İddialı, iktidar odaklı bir oluşum için ideoloji partisi değil, kitle partisi kurmak en doğrusu. Nitekim birkaç gün önce Akşener’den bu yönde açıklama geldi ve merkezde bir yapı inşa etme kararında olduğunu bildirdi. Bu demek ki Akşener ve ekibi işin temelini sağlam atmış oluyor. Bundan sonra temelin üstüne koyacaklarına özen göstermesi lazım. Ekibini buna göre şekillendirmesi gerekli.

MHP’den ayrılan Ümit Özdağ’da, Akşener’le birlikte. Özdağ’da biraz “Akşener’le eşitim” havası sezdim. Bu yanlış. Zira Özdağ’ın lider olma ve halktan oy alma noktasında yapacakları sınırlı. Yani Akşener olmazsa kendisinin gerçekleştireceği bir atılım olamaz. O yüzden de Akşener’in kurmaylarından biri olarak yola devam edebilir. Aksi kendine de Akşener’e de zarar verir.

Yeni oluşum çalışılırken başında kimin olacağı konusu net ve kesin. Patron Meral Akşener. Bir partiyi almak mı yoksa yeni bir parti kurmak mı? Bu sorunun yanıtı "yeni parti kurmak" olarak verildi. DP gündeme gelmişti ama bu seçeneğe sıcak bakılmıyor anladığım kadarıyla. Her şeyiyle yeni bir partinin en doğrusu olacağı kabullenilmiş. DP’den bahsetmişken, 1 sene maaş alamayan personellerin olduğunu öğrendim. Genel Başkan Gültekin Uysal’a tavsiyem; başkanlık oynamaktan önemlisi çalıştırdığın insanların emeğinin karşılığını ödemendir. Lafta Başkanlık kolaydır…

Geçenlerde Meclis’te Nuri Okutan’a uğradım. Kendisi Isparta Milletvekili, eski Vali. Deneyimli, çalışkan ve ülkesinin ve milletinin dertleriyle dertlenen biri. O da MHP’den uzaklaştırılan isimlerden. Şimdiyse Meral Akşener’le birlikte. Okutan gibi isimlerle çalışmak herkese kısmet olmaz. O açıdan Akşener’i şanslı bulduğumu söyleyebilirim.

Odasına vardığımda yine MHP Lideri ile ters düşüp partiden kopan Balıkesir Milletvekili İsmail Ok’da oradaydı. Biraz sohbet ettik. Oldukça heyecanlıydılar. Yeni oluşum çalışmalarında hedefe ulaşacaklarına inanıyorlardı. Okutan, dengelerin bozulduğu, iç ve dış problemlerin revaçta olduğu bir süreçten geçildiğini vurgularken, ülkeyi Cumhuriyet ayarlarına başka bir deyişle Atatürk kurgusuna tekrar kavuşturmak gibi bir düşünce içerisinde olduklarını aktardı.

“Partide kimlerin yer alacağı, ne zaman kurulacağı” sorularının yanıtları için şimdilik erken değerlendirmesi yapıldı. Milli ve merkezde bir yapı kuracaklarını belirten Okutan, güçlü bir ekip olacaklarından, seçmenden destek alacaklarından emin olduğunu belirtti.

İsmail Ok’a da, “grup da kurabilir misiniz?” dedim. Şu anda o noktada olmadıklarını ancak çok rahatlıkla grup sayısına ulaşabileceklerini ifade etti.

Nuri Okutan’a, İçişleri Bakanlığı’nın, kuracakları partiye izin vermeme gibi bir yaklaşımının olabileceğine yönelik söylentileri anımsattım. Okutan, “Bakanlık onay vermiyor. Biz başvuruyu yaparız, başvurduğumuzu gösteren belgeyi alırız, o andan sonra parti kurulmuş sayılır” vurgusunu yapma gereği duydu. Kaldı ki herhangi bir ipe un serme yaklaşımı halinde bu durumun halk nezdinde büyük tepki doğuracağını tahmin etmek de güç değil.

Partinin kuruluş çalışmaları sürüyor ama bunun resmi nitelik kazanması herhalde birkaç ay alacak gibi. Mesela Kurban Bayramı sonrası olabilir. Partinin Genel Merkez binası da henüz tespit edilmemiş. Akşener’in ciddi ve sürpriz isimlerle temasları olduğunu duyuyorum. Mesela eski Başbakan Mesut Yılmaz’la da iki kez görüştüğünü belirtebilirim. Meral Akşener zaman zaman Ankara’ya geliyor. Haftaya yine gelecek.

Son notum da CHP’nin yürüyüşü ekseninde…

Siyaset dilinde yorumladığımız zaman, Adalet yürüyüşünün Ak Parti’nin işine geldiğini söyleyebiliriz. Zira bu yürüyüş sayesinde iktidarı endişelendiren Akşener hareketi gündemin biraz arkasına sarktı.

Sevgiyle kalın…