Öncelikle 694 sayılı KHK ile AKP artık istemediği güçlü bir muhalefet liderinin bile milletvekili olmasını engelleyebilir. Diyelim muhalifsin ve seçilmen garanti. Ama senin hakkında uyduruk bahanelerle suç işlemiş diye gösterilerek Cumhuriyet Başsavcılığı ve Sulh Ceza Mahkemesi anında soruşturma açabilir ve karar alabilir. YANİ AKP İSTEDİĞİNİ SEÇTİRME YETKİSİ ALMIŞTIR VE BUNUN DUNYADA EŞİ BENZERİ YOK. AYM DEN GERİ DÖNMEZSE REZALET.

Gerçi Anayasa M.148/1'in üçüncü cümlesine göre; "Ancak, olağanüstü hallerde, sıkıyönetim ve savaş hallerinde çıkarılan kanun hükmünde kararnamelerin şekil ve esas bakımından Anayasaya aykırılığı iddiasıyla, Anayasa Mahkemesinde dava açılamaz" denilse bile konu AYM’ ye gider ve incelenmek zorundadır. Çünkü olağanüstü dönemle düzenlenemeyecek hususlarda AYM’si kendini yetkili görmelidir ve buna ilişkin içtihatları da daha önce vardır.

Oynanmak istenen oyun ise başka. Bir kere KHK’ların yürürlüğü bakımından Meclis onayından geçmesine gerek yok. Yasadır tabi ki. İdari işlem olmaz. Sonuçta kanun adı üzerinde. AYM de yetkilidir. KHK’lar Meclis’e sunuluyor ama olağanüstü dönemde resmi gazete yayını yeterli. Meclisin ne zaman onaylayacağının ise bir önemi yok. Olağanüstü dönem farkı var. Olağan dönem ve olağanüstü dönem arası KHK’ların da farkı var. Zaten ne olağan dönem, ne de olağanüstü dönemde kişi hak ve özgürlüklerin aleyhine KHK çıkarılamaz.

AYM de burada devreye girmek zorunda. Yoksa hukuk devleti biter. Şekilden değil de esastan incelemek zorunda hatta. Adam vekil seçilecek. Seçme ve seçilme temel hak. Yani denetim yapmak mecburiyetinde. Birde olağanüstü dönemin gereğine sebebine uygun KHK çıkarabilirsin aslında. Meclis denetimi komisyon inceleme süresi ve genel kurul onayı da bir anlam da AYM’nin yerine Meclis’i getirme gibi bir saçmalık ve buna şiddetle karşıyım. Burada AYM 20 günde karar vermeli ve Meclis onayı ve denetimine de gerek olmamalı. Yani anayasaya aykırı dedi mi AYM iş bitmeli.

Meclis yasama organı, AYM ise en üst anayasal denetimi olan sigorta konumundaki organ. 672 sayılı KHK de ise komisyonlar kuruldu ve hatta AİHM de bu yüzden direk başvuruları reddetti. Ama 694 çok farklı. Kısaca AYM’nin yetki alanında. AYM anayasal bir kuruluş ve başvuru halinde incelemek zorunda. Tabii ne çıkar veya filli durumu çıkan kararı değiştirecek bir halde olur mu? İmkansız. Yani genel seçimler yapıldı bitti ama adamın seçilme yetkisi soruşturma var diye askıya alındı. Ehh secim bitti. Başkası seçildi yerine geriye dönük bir şey yapılamaz ki. Zaten hainlik burada. Asıl sıkıntı burada.

Çok değerli bir hukukçu arkadaşım da der ki: Meclis KHK’leri kendisine sunulduktan sonra oylamak zorunda... Belki kabul etmeyecek. O vakit KHK yasallaşmayacağı için yürürlüğü son bulur. Şimdi Anayasanın açık hükmüne göre olağanüstü hal de KHK’leri esas ve şekil bakımından denetleyemez ise de KHK deki kararnamedeki düzenlemenin olağanüstü dönemle ilgisi var mı yok mu? Yahut bir düzenleme kişi hak ve hürriyetini ihlal ediyor mu etmiyor mu incelenmeli ve hatta ön incelemede açık ve telafisi imkansız aykırılıklar görürse yürürlüğü de durdurmalıdır. Örneğin İcra İflas Kanunu değişikliğinin ne alakası var olağanüstü hal ile. Seçme ve seçilme hakkı, adil yargılama hakkı gibi haklar mesela…

AYM çekingen davranıp müdahil olmadığı ölçüde fütursuzca KHK’ler çıkıyor zaten... Asıl temel hak ve özgürlükler OHAL de ihlal edilir... Sıkıntı AYM müdahale etmedikçe habire daha istibdatçı KHK çıkıyor... (Aynen katılıyorum)

İşte bu sebeplerden bana göre; olağan durumda da olağanüstü durumda da tamam KHK çıksın ama bununda 20 günde denetimini ve anayasaya uygunluğunu AYM yapsın. Sonra resmi gazetede yayınlansın. Meclis ise sadece görüş bildirmeli. Meclis siyasi kararın arkasında duran bir zümre halinde. Anayasaya uygun olmadığında bile Meclis sırf siyasi nedenle evet derse ki AKP dönemi diyor. İşte sırf bu yüzden de AYM’nin yetki alanındadır. Yani anayasanın verdiği yetki ile AYM denetleyebilir. Yani olağanüstü halin gereğini yer, zaman, konu vb. hususlarda aşan bir KHK hakkında AYM’nin denetim hakkı vardır ve hele kişi hak ve hürriyeti söz konusu ise bu kesindir. Aksine hukuk devleti olmaz. Devlet biter.

Son olarak, AYM’nin kuruluş amacı ne? Hukuk Devletini ve Temel Hak ve Özgürlükleri korumak...Temel Hak ve Özgürlükler gidiyor ve AYM dur! diyemiyor. Kişi hak ve hürriyetlerinde hukukun tükeneceği yer yani son başvuru hakimdir. Seçilme ve atanma usulüne göre hakim bağımsızlığı teminatı yok ise o hakim artık vesayet altındadır...

O vakit kişi hürriyeti, hak ve özgürlük biter...

Bugünlerde yaşadığımız durum budur.