Önce İnsan Sonra Haber

Akşener'den 'tiksindirici borç' çıkışı...

Milletimize inat olarak yaptığını bizzat kendin itiraf ettiğin bu projeden doğan şahsi borcunu, eğer paran varsa bizzat sen ödeyeceksin.

Gündem 30 Haziran 2021 Çarşamba / 3 yıl önce
Akşener'den 'tiksindirici borç' çıkışı...

Ekleyen: Kozmiktürk

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener; Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a; "Uluslararası hukukta, 'tiksindirici borç' diye bir kavram vardır. Bu kavram, dış borç alan ve bunu milletinin menfaatine harcamak yerine kendi kişisel ikbali için harcayan liderler için kullanılır. Hiç heveslenme, bu parayı milletimiz ödemeyecek... Milletimize inat olarak yaptığını bizzat kendin itiraf ettiğin bu projeden doğan şahsi borcunu, eğer paran varsa bizzat sen ödeyeceksin" dedi.

İYİ Parti Genel Başkanı Akşener, TBMM'deki grup konuşmasında 'Elmalı Davası' hakkında verilen karara tepki gösterdi.

Akşener, şunları söyledi:

"6 ve 9 yaşlarında, iki küçük yavrumuzun yaşadığı korkunç olayları biliyorsunuz. Sanıklar, adli tıp raporlarına rağmen, aylar önce tahliye edilmişler. Tutuklu yargılamayı olağanlaştıranlar, konu iki küçük çocuğumuza vicdansızca yapılan cinsel istismar olunca tutuksuz yargılamayı tercih etmişler. Bu insanlıktan yoksun kararda pay sahibi olan herkesi, Allah’a havale ediyorum. Yazıklar olsun. Hukuka ve adalete olan güvenimizin, pamuk ipliğine bağlı hale getirildiği bir dönemde, bu korkunç suçun faillerinin, aramızda geziyor olması kabul edilemez. Çocuklarımız çizerek anlatmışlar anlaması gereken vicdansızlar anlayamamış. Buradan, başta Adalet Bakanı olmak üzere iktidarı uyarıyorum: Milletin adalet duygusu ve vicdanıyla sakın oynamayın. Empati yoksunu yargı kararlarıyla, milletimizi tahrik etmeyin. Her bir çocuğumuz gibi bu iki yavrumuz da bize Allah’ın emanetidir. Bunu aklınızdan çıkarmayın. Açılan HSK soruşturması, doğru yönde atılmış bir adımdır. Ancak, toplum vicdanını rahatlatmak ve adaletin tecelli etmesi için süratle devamı gerekir. Süreci yakından takip edeceğiz. Her ne pahasına olursa olsun emanetlerimize sahip çıkacağız."

"BU FANSTASTİK KARAR YARGI ÜZERİNDEKİ VESAYETİN APAÇIK İSPATI"

"Biliyorsunuz Sayın Erdoğan’ın bir gece ansızın aklına esip İstanbul Sözleşmesi’ni yürürlükten kaldırmaya kalkması üzerine bir hukuk süreci başlattık. Çünkü biliyoruz ki; hukuken hiçbir makam kaynağını anayasamızdan almayan bir yetkiyi kullanamaz. Yine de bununla kalmadık sürecin gerekçesini bizzat Danıştay tarafından ortaya konulan ve istisnasız biçimde uygulanan bir ilkeye dayandırdık. ‘Bir işlemi sona erdirme hakkı sadece onu yapan makama aittir.’ Yine aynı ilkeye göre, ‘Bir işlem hangi usule göre yapılmışsa ona uyularak ortadan kaldırılır.’ Ancak buna rağmen Danıştay karara muhalif üyeler olduğu halde başvurumuzu reddetti. Yani Danıştay göz göre göre Sayın Erdoğan’ın Meclis'imiz ‘uygundur’ demeden onaylayamayacağı bir anlaşmayı tek başına ortadan kaldırmasına cevaz vermiş oldu. Sözüm ona Türk Milleti adına verdiği bu kararla da Millet iradesinin tek temsilcisi olan Büyük Millet Meclisimizi, yani aslında bizzat milletimizi devre dışı bıraktı. Verilen bu fantastik karar yargı üzerindeki vesayetin apaçık ispatıdır."

"NE HUKUK TAKLALARI, NE DE OLDU BİTTİLER BİZİ YILDIRAMAZ"

"Sayın Erdoğan; gittiğin bu yol yol değil. Yargıda açtığın bu gedikler yol verdiğin bu adaletsizlikler hem toplum vicdanını hem milletimizin devletine olan güvenini yaralıyor. Giderayak sırf senin gönlün olacak diye Türk Devleti’ne zarar vermeye hakkın yok. Yazıktır günahtır. Buradan Türkiye’nin dört bir yanında çetin bir mücadele veren kadınlara seslenmek istiyorum: Ne hukuk taklaları ne de oldu bittiler bizi yıldıramaz. Kadınların mücadelesi benim mücadelemdir. Kadınların mücadelesi İYİ Parti’nin mücadelesidir.  Bu mücadeleden asla vazgeçmeyeceğiz. Sonuna kadar ‘İstanbul Sözleşmesi Yaşatır’ demeye devam edeceğiz. Ve sonunda bu çirkin zihniyet değil mutlaka biz kadınlar kazanacağız. Bundan kimsenin şüphesi olmasın."

"BU ÇOCUKLAR, SİZE NE KÖTÜLÜK YAPTI KARDEŞİM?"

"Sınava giren öğretmenlerin dahi optik formun ancak üçte ikisini doldurabildikleri çocuklarımız için kabusa dönen bir TYT-AYT süreci geçirdik. Doğal olarak Sayın Erdoğan’a ve eğitim gurusu ambalajıyla göreve getirdiği Milli Eğitim Bakanı’na sormak istiyorum: Siz bu öğrencilere neden böyle gıcık oluyorsunuz? Bir buçuk yıldır kesintiler ve zorluklarla eğitimlerine devam etmeye çalışan 2 milyon 600 bin gencimizin önüne getirilen sınavın bu kadar zor soru formlarının da bu kadar farklı olmasının sebebi nedir? Bu çocuklar size ne kötülük yaptı kardeşim?...Böyle vicdansızlık olur mu? Böyle insafsızlık olur mu? Yazıklar olsun. Bu vesileyle bu yıl tarihin en zor sınavına yakın tarihimizin en zor şartlarında hazırlanarak giren 2 milyon 600 bin eğitimzede gencimizi yürekten kutlamak istiyorum. İktidarın onlara reva gördüğü tüm zorluklara rağmen her biri elinden gelenin en iyisini yaptı. Yolları bahtları açık olsun."

"ERDOĞAN; TARAFINI SEÇ, MİLLETİNİN YANINDA MISIN, YOKSA 5’Lİ ÇETENİN ARKASINDA MI"

"Geçen hafta devlet geleneğimizden, bir türlü nasiplenemeyen kahraman ecdadımızdan bir türlü feyz alamayan, şanlı tarihimizi de zaten bilmeyen Sayın Erdoğan Kanal İstanbul’a karşı durduğumuz için bu yanlışa ortak olmayı düşünenleri uyardığımız ve ‘İktidara gelince, size tek kuruş ödemeyeceğiz’ dediğimiz için, çok sinirlendi ve dedi ki; ‘Boş konuşuyorlar. Uluslararası tahkim yoluyla o parayı, sizden söke söke alırlar.’ Şuursuzluğa bakar mısınız? Beşli çetenin ve yabancı şirketlerin avukatlığına soyunan şu sorumsuzluğa bakar mısınız? Bu ülkenin Cumhurbaşkanı çıkıyor ve milletin gözünün içine baka baka ‘O paraları sizden söke söke alırlar’ diyor. Sizden dediği kim? Milletin ta kendisi. İbretlik gerçekten.

Dahası var. Sayın Erdoğan’dan sinyali alan küçük ortak hiç durur mu? Elbette durmaz. Nitekim yine durmadı ve dünkü grup konuşmasında, hiç utanmadan, Türk Milleti'nin parasına çökecek firmaları ‘Hukuki güvence altına alalım’ dedi. Bu nasıl iştir arkadaş! Bu nasıl bir utanmazlık bu nasıl bir vicdansızlıktır. Hatta açık açık ilan edeyim; bu nasıl bir işbirlikçiliktir? Yazıklar olsun. Sayın Erdoğan tarafını seç. Milletinin yanında mısın, yoksa 5’li çetenin arkasında mı duracaksın? Bu ülkenin Cumhurbaşkanı mısın, yoksa yabancı şirketlerin avukatı mı olacaksın? Milletin adamı mısın, yoksa lobilerin adamı mı olacaksın? Bir karar ver."

"TAM DÜŞECEKKEN TUTUNDUĞUN TUĞLAYI, RAB BELLEMEYECEKSİN"

"İlk seçimde yolcu olduğunun farkına daha yeni varmış olabilirsin. Ama İsmet Özel’in şiirinde söylediği gibi; 'Tam düşecekken tutunduğun tuğlayı Rab bellemeyeceksin.'100 yıl önce de işgalcilerin avukatlığını yapmaya kalkan işbirlikçiler vardı. Sonra ne oldu? İşgalciyle birlikte geldikleri gibi gittiler. Tarihten ders al. Oturduğun makamın getirdiği sorumluluğun artık farkına var. Adeta bir sömürge valisi ağzıyla abuk sabuk konuşarak sana bütün makamları veren bu aziz millete apaçık ihanet ediyorsun. Senin görevin Bu milletin olanı söke söke almaya kalkacakların yanında saf tutmak değil bu milletin hakkını-hukukunu söke söke almaktır. Aklını başına al kendine gel!"

"ŞİMDİDEN PARA BİRİKTİRMEYE BAŞLASAN İYİ EDERSİN"

"Sayın Erdoğan kendini kanal adı altında otoyol viyadüğü temeli atma etkinliklerinde dile getirdiği tahkim üzerinden milletine para ödetme fantezileriyle oyalayadursun uluslararası hukuka göre kazın ayağı pek de öyle değil. Arkadaşın bol maaşlı danışmanları bunları bilmez; o nedenle sorumlu siyaset anlayışımız gereği kendisini biz uyaralım. Uluslararası hukukta 'tiksindirici borç' diye bir kavram vardır. Bu kavram dış borç alan ve bunu milletinin menfaatine harcamak yerine kendi kişisel ikbali için harcayan liderler için kullanılır. Bu liderler iktidardan düştükten sonra o borcun ülkedeki vatandaşlardan değil borcu alan liderlerin kişisel harcaması olarak kabul edilerek o kişinin bizzat kendisinden tahsil edilmesini söyler.

Hiç heveslenme bu parayı milletimiz ödemeyecek. 'Tiksindirici Borç Doktrini’ne' göre Milletimize inat olarak yaptığını bizzat kendin itiraf ettiğin bu projeden doğan şahsi borcunu eğer paran varsa bizzat sen ödeyeceksin. Yani şayet birisi bir parayı söke söke alacaksa hiç kusura bakma senden alacak. Nitekim şimdiye kadar söke söke verdiğin kapitülasyon tadındaki nice tavize bakınca şimdiden para biriktirmeye başlasan iyi edersin. Benden söylemesi."

Kanal İstanbul için avuç ovuşturan projeye dahil olmak isteyen yerli ve yabancı bütün finans kuruluşlarını ve müteahhitlik firmalarını bir kez daha uyarıyorum. Bütün bu veriler ışığında, bu 'tiksindirici borcu' milletimizden değil bizzat Recep Tayyip Erdoğan’dan isteyeceksiniz. Paranızı onun şahsi hırslarına veriyorsunuz geriye de bir zahmet kendisinden alacaksınız."

"İYİ PARTİ'DEN ÖZERK MALİ DENETİM AĞI PROJESİ 'ARTAGAN'"

Akşener, kayıt dışı ekonomiyi ortadan kaldırmak, Türkiye ekonomisine her yıl yüzlerce milyar liralık kaynak yaratma hedefiyle İYİ Parti tarafından hazırlanan 'mali denetim ağı' projesi olan 'Artagan'ı açıkladı. 

"İHTİYACIMIZ OLAN TEK ŞEY, VİZYON, GÜVEN VE AKIL"

Bir video tanıtım ile sunulan proje sonrası Akşener; 'Artagan'ın detaylarını şöyle açıkladı:

"Bugün, cesur adımlarla, Türkiye’yi gelişmiş ülkeler seviyesine nasıl taşıyacağımızı açıklıyoruz. Bugün, siyasi tarihimizde Türkiye adına en büyük kaynağı yaratacak projeyi: Artagan’ı açıklıyoruz. Artagan çok özel bir isim. Öz Türkçe’de, 'bolluk ve bereket' anlamına geliyor. Ve adı gibi memleketimizi bolluk ve berekete kavuşturma yolunda çok önemli bir kilometre taşını oluşturuyor. Projede emeği geçen tüm arkadaşlarıma teşekkür ediyorum...Ez cümle; 'Artagan’la başka bir Türkiye milletimize yakışır bir Türkiye mümkün!'

Artagan, devletimizin bütçesine, 300 milyar liranın üzerinde bir kaynak sağlarken, finansal sistemimize de, 500 milyar liranın üzerinde ek mevduat sağlayacak. Türkiye’nin 2021 yılı bütçesinin 1.1 trilyon lira gelir hedeflediğini düşündüğümüzde bu rakamların ne kadar büyük bir zenginlik anlamına geldiğini daha iyi kavrayabiliriz. Artagan kesinlikle bir mucize reçete değil. Bu zenginliği açığa çıkarmak için mucizelere ihtiyacımız yok. Sadece birkaç yıl içinde Türkiye’yi iktidarın, hayallerinin bile yetmeyeceği noktalara taşıyacak bu dönüşümü gerçekleştirmek için ihtiyacımız olan tek şey, vizyon, güven ve akıl."

"ARTAGAN GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI'NIN 21. YÜZYILDAKİ ADIDIR"

"Türkiye’nin zenginleşme reçetesi Artagan, nakitsiz topluma dayalı yeni bir ekosistemdir. Adil ve kayıpsız bir ekosistemdir. Artagan, Gelir İdaresi Başkanlığı’nın 21. yüzyıldaki adıdır. Artagan, tüm mali kayıt ve denetimin yapay zeka aracılığıyla yapılmasını sağlayan özerk bir mali denetim ağıdır. Artagan, içinde binlerce yazılım ve vergi uzmanının bulunduğu korunaklı bir kampüste yer alır. Kampüsün altındaysa ülkemizdeki tüm para trafiğini derleyen bir sunucu tarlası bulunur. Finansal kurumlar ve Artagan arasında kurulacak veri paylaşım ağıyla, kredi kartı işlemleri, para transferleri, döviz alım satım işlemleri, menkul yatırım hareketleri, yurtdışı para transferleri, çek-senet gibi, vadeli alacak/vereceklerin verileri Artagan’a ulaşır ve kapalı devre bir blok zinciri ile kayıt altına alınır. Artagan bu verilerle, 83 milyon vatandaşımızın ve milyonlarca işletmenin anlık olarak mali tablolarını oluşturur. Mali tablonun oluşması o kişi ya da işletmenin ekonomik durumunun çok net bir şekilde değerlendirilmesini sağlar."

"EKONOMİDE, YÜZLERCE MİLYARLIK KAYBA YOL AÇAN, PEK ÇOK MALİ SUÇ TARİHE KARIŞACAK"

Artagan gerçekleştiğinde; tüm finansal veriler, 'ölçülebilir' formata dönüştürülerek, mali suçlar da, eksik beyan edilen gelirler de kayıtlarda yapılan hatalar da algoritmalar tarafından izlenebilir hale gelecek. Bu sayede kayıt dışı ekonomiyi besleyen tüm hortumların kesileceği gibi, çoğu suç veya mali hatalar daha oluşmadan engellenebilecek. Ekonomide yüzlerce milyarlık kayba yol açan kalpazanlık, kaçakçılık, naylon fatura, sahte beyan gibi pek çok mali suç tarihe karışacak. Ez cümle; Artagan ile gücü yetenin devleti dolandırdığı bu adaletsiz düzen sona erecek. Devletin vergi geliri artık ücretli çalışanın sırtına yüklenmeyecek...Artagan hayata geçtikten sonra ise herkes geliri üzerinden adil bir şekilde vergi ödeyecek.

"ARTAGAN’IN İLK AŞAMASI, NAKİTSİZ TOPLUM SÜRECİNE HAZIRLANMAK OLACAK"

"Ne var ki Artagan’ın bunları sağlayabilmesi için tüm para hareketlerinin dijital ortamda gerçekleşmesi gerekiyor. Oysa bugün sıklıkla nakit para kullanıyoruz. Döviz bürolarından döviz alıp bozduruyoruz. Senet imzalıyoruz çek alıp veriyoruz ve bular, bir ödeme aracı gibi her gün el değiştiriyor. Bu engeli aşmak için nakit paranın çek ve senet gibi değerli kağıtların tamamını dijital ortama aktararak ölçülebilir hale getirmek zorundayız. Bu sebeple Artagan’ın ilk aşaması Türkiye’deki tüm para akışını, dijital sistemlere taşıyarak nakitsiz toplum sürecine hazırlanmak olacak. Milletimizden yetkiyi aldığımızda, bu hazırlıkları eşzamanlı adımlarla süratle hayata geçireceğiz. Bu adımların sonunda ise nakit para geri çağırılarak Türkiye’nin nakitsiz topluma geçişi başlayacak.

"SEÇİME KADAR ARTGANA HAZIR OLACAK, YAPISI KUVVETLER AYRILIĞINA DAYANIYOR"

"Artagan’ın yapısı, İyileştirilmiş ve Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’in omurgasını oluşturan kuvvetler ayrılığına dayanıyor. Yani insan eliyle bozulamayacak kadar sağlam adaletli bir ekosistem oluşturmayı hedefliyoruz. Bu sebeple Artagan’ı özerk bir kurum olarak tasarladık. Artagan siyasetin bile el süremeyeceği kimsenin emrine girmeyecek tarafsız bir kurum olacak."

"ARTAGAN'IN YAPAY ZEKASI HARİCİNDE, HİÇ KİMSE BU VERİLERE ERİŞEMEYECEK"

"Bu çerçevede, öncelikle, milletimizin yeni sisteme güvenmesini sağlayacağız. Kimsenin aklında, 'Acaba izleniyor muyum?' diye bir şüphe olmayacak. Kimsenin aklında, 'Birileri çıkıp bu verilerle oynar mı?' diye bir şüphe kalmayacak. Artagan bu şüphelerin tamamını ortadan kaldıran benzersiz bir teknolojiyle kurgulandı. Bu özelliğiyle nakitsiz toplumun çok daha ötesinde bir değere sahip. Bu güveni sağlamak için Artagan’da yer alan tüm veriler kişisel veri gizliliği esas alınarak şifreli olarak korunacak. Artagan’ın yapay zekası haricinde hiç kimse bu verilere erişemeyecek. Yapay zekanın işleyişiyse farklı kurumlara dağıtılacak anahtarlarla sağlanacak. Böylece hiçbir kişi ya da kurum Artagan’ı milletin ortak çıkarları dışında kullanamayacak. Artagan bambaşka bir Türkiye vadediyor. Sayın Erdoğan ömrünü tüm gücü kendinde toplamak için harcadı. Biz o gücü yeniden millete teslim etmek için çalışıyoruz. Artagan, bu ülkeye bırakacağımız en önemli mirastır."

KANAL İSTANBUL

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Söke söke sizden bu paraları uluslararası tahkim yoluyla da alırlar" açıklamasına tepki gösterdi. Akşener, "Bunu söyleyen bu ülkenin Cumhurbaşkanı. Milletin adamı diyorlardı ya meğerse tahkimin avukatıymış. Şuursuzluğa bakar mısınız? Beşli Çete’nin ve yabancı şirketlerin avukatlığına soyunan, şu sorumsuzluğa bakar mısınız?" dedi. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kanal İstanbul ile ilgili yatırımcılara “İhaleye girmeyin, o paraları ödemeyiz” diye seslenen muhalefete, "Söke söke sizden bu paraları uluslararası tahkim yoluyla da alırlar" diyerek yanıt vermişti. Partisinin Meclis'teki grup toplantısında konuşan İYİ Parti lideri Akşener, "Bu ülkenin Cumhurbaşkanı çıkıyor ve milletin gözünün içine baka baka ‘O paraları sizden söke söke alırlar’ diyor. Sizden dediği kim? Milletin ta kendisi. İbretlik gerçekten" dedi.

"SANDIK NE ZAMAN GELİRSE GELSİN SEÇİMDEN YENİLEREK ÇIKACAĞINI ANLAMIŞ"

 Akşener, şöyle konuştu:

"Sayın Erdoğan, Kanal İstanbul’a karşı durduğumuz için, bu yanlışa ortak olmayı düşünenleri, uyardığımız ve 'İktidara gelince, size tek kuruş ödemeyeceğiz' dediğimiz için, çok sinirlendi ve dedi ki 'Boş konuşuyorlar. Uluslararası tahkim yoluyla o parayı, sizden söke söke alırlar.' Bunu söyleyen bu ülkenin Cumhurbaşkanı. Milletin adamı diyorlardı ya meğerse tahkimin avukatıymış. Ya arkadaş bugüne kadar habire kandırıldın, bu defa sen milleti kandırdın.

Şuursuzluğa bakar mısınız? Beşli Çete’nin ve yabancı şirketlerin avukatlığına soyunan, şu sorumsuzluğa bakar mısınız? Bu ülkenin Cumhurbaşkanı çıkıyor ve milletin gözünün içine baka baka ‘O paraları sizden söke söke alırlar’ diyor. Sizden dediği kim? Milletin ta kendisi. İbretlik gerçekten. Sandık ne zaman gelirse gelsin seçimden yenilerek çıkacağını anlamış diyor ki ‘Sizden”. Dahası var. Sayın Erdoğan’dan sinyali alan küçük ortak hiç durur mu? Elbette durmaz. Nitekim yine durmadı ve dünkü grup konuşmasında, hiç utanmadan, Türk Milleti'nin parasına çökecek firmaları, ‘Hukuki güvence altına alalım’ dedi. Bu nasıl iştir arkadaş. Bu nasıl bir utanmazlık, bu nasıl bir vicdansızlıktır. Hatta açık açık ilan edeyim; Bu nasıl bir işbirlikçiliktir? Yazıklar olsun."(Ankahaber)

meralakşenerakpgrup