Önce İnsan Sonra Haber

Öcalan’ı iyi kullanamadık...

Org. Özgen, İmralı incelemeleri sırasında yaşanan bir anekdotu 'öldükten sonra yaz' diye anlattı... O anekdot teröristbaşı Öcalan'la ilgiliydi...

Gündem 28 Haziran 2021 Pazartesi / 3 yıl önce
Öcalan’ı iyi kullanamadık...

Ekleyen: Kozmiktürk

General'in 'Ben öldükten sonra yaz' dediği 22 yıllık sır...

'Öcalan’ın kaldığı yere gittik. Üzerimde kısa kollu resmi kıyafetim vardı. Öcalan havalandırmadaydı. Ben yüksekteydim, o aşağıdaydı. Sonra yanına gittim. Aramızda bir, bir buçuk metre kaldı. Öcalan beni görür görmez tanıdı. Hemen esas duruşa geçti'.

Terörle mücadele denince,

İlk akla gelen isimlerdendi.

Ömrünün önemli bir bölümünü,

PKK ile mücadelede geçirdi.

Kürdümüzü kucaklayan,

ABD’nin Irak’ı bölmesini engelleyecek,

Irak’ta Bağdat yönetiminin,

Sınırımıza kadar hakim olmasını isteyen,

“Bitlis Planı”nın uygulayıcılarındandı.

Emekli Orgeneral Necati Özgen.

Kıbrıs Barış Gücü, Asayiş,

Harp Akademileri Komutanlığı yaptı.

90’LARDA OLSA DA GENÇTİ

İlk başlarda hep telefonla görüştük.

“İstanbul’da buluşalım” diye sözleştik.

Salgın öncesi Fenerbahçe Orduevinde,

Öğle yemeğinde bir araya geldik.

Ülke sorunlarını, terörle mücadeleyi konuştuk.

Heyecanından hiçbir şey kaybetmemişti.

Anlatırken sanki o günleri yaşıyordu.

Yaşı 90’lardaydı, ama gençti.

ANILAR ANILAR…

Görev yaparken yaşadıklarını anlattı.

Terörle mücadelede geçirdiği yılları.

Güneydoğu’yu, Irak’ın kuzeyini, …

“Biz aslında PKK ile değil,

ABD ile savaştık.

Jandarma Genel Komutanı Eşref Bitlis’le,

Irak’ın kuzeyinde helikopterle uçarken,

İncirlik’ten kalkan Çekiç Güç’e bağlı,

ABD savaş uçağının tacizine uğradık.

Cudi’de ve başka yerlerde,

Hep teröristlerin yanında durdular.

Bizzat şahit oldum.

PKK ne zaman sıkışsa,

ABD imdadına yetişti” dedi.

22 YILLIK SIR

Bir ara durdu.

Bir şey söyleyecekti ama tereddütlüydü.

Sonra uzun uzun düşündü.

Biraz içinden, biraz dışından,

“Bu bilgiler güvenilir birinde olmalı” ifadelerini kullandı.

“İstersen daha sonra yaz.

Ama ben öldükten sonra” diyerek,

22 yıllık sırrı şöyle anlattı:

“Harp Akademileri Komutanıydım.

İmralı’ya gitmek istiyordum.

1. Ordu Komutanı Çevik Bir’di.

Onunla gittik.

Hurşit Tolon da vardı.

Öcalan’ın yattığı yerin yakınından geçerken,

Orada görevli bir subay,

Terörle mücadeleden tanıdığım biri,

Yanıma yaklaştı,

‘Komutanım Öcalan havalandırmaya çıktı.

Görüşmek ister misiniz?’ diye sordu.

Heyet yürüdü, biz geride kaldık.

Öcalan’ın kaldığı yere gittik.

Üzerimde kısa kollu resmi kıyafetim vardı.

Öcalan havalandırmadaydı.

ESAS DURUŞA GEÇTİ

Ben yüksekteydim, o aşağıdaydı.

Sonra yanına gittim.

Aramızda bir, bir buçuk metre kaldı.

Öcalan beni görür görmez tanıdı.

Hemen esas duruşa geçti.

Çok kararlı bir şekilde ona;

‘15 gün içinde yurt içinde,

Tek bir PKK’lı kalmayacak.

Kalırsa ne olacağını sen düşün’ dedim.

Arkasından da,

Bazı uyarılarda bulundum.

Onları daha sonra söyleyeceğim.

Öcalan,

‘Komutanım yardımcı olmak lazım.

Ben üzerime düşeni yapmaya hazırım’ karşılığını verdi.

Öcalan’la görüşmemden,

Bir ve Tolon’un haberi yoktu.

Ama sonra anladılar.

HIZLA ÇIKTILAR

Bu görüşmeden sonra,

PKK militanlarının,

Büyük çoğunluğu hızla yurt dışına çıktı.”

'ÖCALAN’I İYİ KULLANAMADIK'

Komutan bir ara daldı.

İç geçirir bir hali vardı.

Buruk bir sesle devam etti:

“Öcalan’ı iyi kullanamadık.

İyi değerlendirseydik,

Terörü önemli ölçüde çözerdik.

Biz onu kullanamadık.

Ama ‘açılım sürecinde’,

O Türkiye’yi kullandı.”

TEKRAR BULUŞMA

“Şimdilik bu kadar,

Gerisi sonra” dedi.

Necati Paşa ile tekrar buluşacaktık.

Daha anlatacakları vardı.

Öcalan görüşmesinin ayrıntılarını aktaracaktı.

Sık sık telefonla konuşsak da,

Korona salgını nedeniyle,

Bir araya gelemedik.

“Yüz yüze konuşmalıyız” dedi, durdu.

Türkiye’nin terörle mücadelesinden,

Elde edilen başarıdan mutluydu.

Suriye’deki PKK/PYD için,

Esad yönetimi ile iş birliği istiyordu.

Şam’la iş birliğinin Türkiye’nin güvenliğinin,

ABD’nin bölgeden uzaklaştırılmasının,

Formülü olduğunu düşünüyordu.

ÖNEMLİ OLAN ÜLKESİYDİ

Zaman zaman hastaneye gidiyordu.

Ama hastalığından hiç söz etmedi.

Sorduğumda da,

“Sağlık sorunları” deyip geçiştirmişti.

Onun için önemli olan ülkesiydi.

Kendi dertleri o kadar önemli değildi.

Vefat ettiğini duyunca çok üzüldüm.

Keşke bir kez daha görüşebilseydim.

Eşi Türkan Hanım’ın da deyimi ile,

“O bir kahramandı…”

İsmet Özçelik-Aydınlık

necatiözgenöcalan