Cumhurbaşkanı Adayı olduğu seçimleri kaybetti. Nerede yanlış-eksik yaptığı çok tartışıldı. Kimi Erdoğan'la polemiğe girmesine, kimi Paşa ile tartışmasına, parti içi kıskançlıklara, sandığa sahip çıkılmamasına bağladı. Kılıçdaroğlu'nun onu aday ilan ederken 'gel bakalım Muharrem' diye çağırması da yazıldı eksi haneye...

Halbuki Muharrem Bey kazanacağına inanmıştı. Özellikle genç seçmenle sıcak bağ kurmuş desteklerini almıştı. O yüzden, gençlerden iktidarı paketlemelerini istiyor, ardından da  'Atlayın bakalım Çankaya'ya gidiyoruz' diyordu. 

Lakin olmadı, kazanamadı. Yüzde 30.8 de kaldı. 

Performansı yüksekti, sıkı çalıştı, çok sayıda miting yaptı ama stratejisi ve organizasyonu yetersizdi...

Sonuçta yıllardır sanki dondurulmuş gibi oy veren seçmenin tavrı yine benzer şekilde oldu.

Muharrem İnce şimdi Meclis'in ve partisi CHP'nin resmi olarak içinde değil. Ama bir fan kitlesi olduğu açık. O fan kitlesinde ağırlıklı yer gençlere ait. Zira gençler Muharrem İnce'yi seviyor. Zaten yapılan araştırmalarda Ak Parti'nin az oy aldığı kesimlerin başında gençler geliyor. Öğrencilerin Ak Parti'ye verdiği desteğin oranının sadece yüzde 17 olduğunu hatırlatırsam bu durum daha iyi algılanır sanırım.

Gelelim konumuza...

Malum Muharrem Bey bir tv kanalında açıklamalarda bulundu ve gelecek cumhurbaşkanlığı seçiminde aday olacağını, iddiasının devam ettiğini ilan etti. 

İlginçtir bu çıkışın ardından hakkında dikkat çeken bir iddia ortaya atıldı. O iddiaya göre Kemal Kılıçdaroğlu, Genel Sekreterlik için kendisini düşünüyordu. Burada virgül koyarak Genel Sekreterlik makamının şu an boş olduğunu, vekaletle yürütüldüğünü belirtelim.Çünkü Genel Sekreter olarak görev yapan Kılıçdaroğlu'nun da yakın arkadaşı olan Akif Hamzaçebi son yerel seçimlerde belirlenen adaylardan bazılarına itirazda bulunmuş ve sonuç değişmeyince de istifayı tercih etmişti.

Muharrem İnce için Genel Sekreter formülü dillendirilince sizin için biraz araştırdım. İşin perde arkasında İstanbul çekişmesinin ağırlıklı yeri olduğu bilgisine ulaştım. CHP Genel Merkezi'nde Oğuz Kaan Salıcı ve İstanbul'da İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu birlikte hareket ediyormuş. 

Bunlara karşı alternatif yaratmak isteyen bir İstanbul grubunun varlığından söz ediliyor. Eski İl Başkanı Cemal Canbolat onlar arasında. Ataşehir, Maltepe ve Bakırköy Belediye Başkanları da bu planın içinde deniyor. Diğer bir neden olarak da Ekrem İmamoğlu faktörü gösteriliyor. Kılıçdaroğlu'nun, İnce ile bir denge kurmayı hedeflemiş olabileceği ifade ediliyor. 

Bunlar konuşulanlar, kulis bilgileri.. Ama bana gelen başka bir kulis bilgisine göre bu Genel Sekreterlik iddiaları kamuoyuna yansıdıktan sonra Kılıçdaroğlu yakınındaki bazı isimlere 'bu da nereden çıktı?' demiş. Bu doğruysa o zaman Kılıçdaroğlu'nun gelişmelerde dahlinin olmadığını düşünebiliriz. Ama Kılıçdaroğlu'nu yakından bilenler 'onun ne dediğine değil ne yaptığına bakacaksın' derler. Kendi alevlendirmiş ama 'haberim yok' ayağına yatmış olabilir.

Nitekim Kılıçdaroğlu ile İnce arasında yakın geçmişte, 2016'da yaşanan bir trafik var ve o trafik Muharrem İnce'nin yoğurdu üfleyerek yemesi için acı tecrübelerle dolu. Çünkü orada aracılara başka İnce'ye başka konuşmuştu Kılıçdaroğlu... 

Peki Muharrem İnce Genel Sekreterlik teklifi gelse kabul eder mi?

Benim edindiğim intiba şöyle:

'Mevcut haliyle Genel Sekreterlik İnce için ne ki? Hiç cazip değil.'

Kılıçdaroğlu eğer Muharrem İnce'yle bir yola girmeyi arzuluyorsa daha fazlasını yapmak zorunda. 'O fazlası nedir?' sorusunun yanıtı; güçlü genel sekreterlik. 'O nasıl oluyor?' derseniz; Önder Sav'ın zamanındaki gibi..

Bunun için de tüzükte değişiklik yapılması, kongrede kabul ettirilmesi gerekiyor. Yani CHP Kurultay'ında Muharrem İnce'yi Genel Sekreter seçtirmesi lazım Kılıçdaroğlu'nun. Bu formül İnce için cazip olabilir. Sonuçta o da partisinin içinde olmak, daha aktif çalışmak, örgütüyle bir arada mesai harcamak ister. 

Varsayalım ki Kılıçdaroğlu ve İnce bu doğrultuda bir uzlaşmaya vardılar ve İnce CHP Genel Merkezi'ne geri döndü. O zaman da, 'Cumhurbaşkanlığı iddiası ne olacak, tekrar Kılıçdaroğlu'na karşı Genel Başkan adayı olacak mı?' soruları akla gelir. Bu taktirde İnce'nin Cumhurbaşkanlığı iddiasından fiilen vazgeçtiğini düşünebiliriz. 

Muharrem İnce'nin şu andaki tek çıkış yolu ve şansı kamuoyundaki karşılığı. Bunu korumak en öncelikli görevi sayılır. O yüzden zaman zaman medyada boy gösterip seçmenle arasındaki teması sıcak tutmaya çalışıyor. 

Aslında Kılıçdaroğlu için Muharrem İnce ile birlikte olmak biraz da zorunluluk. İnce parti kursa ona zarar, yeni oluşumlara katılsa yine ona zarar verir. Herhalde uzlaşmaları gerekecek. 

İzleyelim görelim.