İsrail polisi, Mescid-i Aksa'daki cemaate ses bombaları ve plastik mermilerle saldırdı. O günden beri olaylar şiddetlenerek sürüyor. İsrail her zaman yaptığı gibi insanlık dışı saldırılarıyla aralarında bebeklerin, çocukların bulunduğu çok sayıda sivil Filistinli'nin ölümüne yol açtı. Filistin tarafı da bu saldırılara protestolarla, taşla, sopayla karşılık vermeye çalıştı. Hamas ise roketlerle İsrail'e saldırılarda bulundu. İsrail tarafından da can kayıpları oldu.

Dünya ülkeleri  önceki yıllarda sergilediği gibi üç maymunu oynadı, gereken tepki verilmedi. Amerika yine İsrail'e arka çıktı. 

'Kudüs Günü' kutlamalarında önceki yıllarda da olaylar cereyan etmişti. Humeyni'nin gelenekselleştirdiği bir tarih olan 'Kudüs Günü', 1982'de ilk kez Ramazan'ın son günü kutlandı. Buradaki amaç ise Filistin'in bağımsızlık hedefini canlı tutmaktı. 

Son olaylarda bir etken de, kovuldukları mahalleden yine kovulmaya çalışılan Filistinli ailelerin durumuydu. Eski diplomat, sevgili arkadaşım Aydın Sezer'in vurguladığına göre Şeyh Cerrah Mahallesi'ne 1956'da 26 Filistinli aile zorla göç ettirildi. O ailelerin çoğu İsrail tarafından buradan da kovuldu. Şimdi mahkeme kalan son ailelerin de kovulmasıyla ilgili karar verecek. Yani İsrail, Filistinlileri bir yerden başka yere sürmekle kalmamış, sürdüğü yerden de sürgün etmeyi yeğlemiş.

Olan bitenle ilgili böyle bir hatırlatma yaptıktan sonra gelelim asıl mevzuya...

İsrail yönetimi tarihi seyir içinde Filistinlilere karşı daima zorba davranışlar sergiledi. Filistinlilerin kollarını kırdılar, bombaladılar, darp ettiler, hapislerde süründürdüler. 

Ariel Şaron'un Sadra ve Şatilla katliamlarını hatırlatmak isterim. O Şaron 2016'da komaya girdi ve 8 sene o halde kaldıktan sonra yaşamını yitirdi. Şaron'u anımsatmamın nedeni 2009'dan beri Başbakan olan Netenyahu'nun ona benzemesi. Netenyahu, İsrail'in en uzun süre görevde kalan başbakanı.

Fanatik dinci-ırkçı destekçileriyle İsrail'i adeta rehin almış vaziyette. Hakkındaki yolsuzluk iddiaları ayyuka çıktığı için yargılanıyor. İktidardan düşmesi halinde onu iyi günlerin beklemediği belirtiliyor. Son günlerde yaşanan olaylarda 'Netenyahu'nun yangına körükle giden' görüntüsünün temelinde kişisel kaygılarının yattığı anlatılıyor.

İktidarını ve kendi geleceğini muhafaza etmek için İsrail'i ateşe atan, ülkesini iç savaşla karşı karşıya bırakmaktan çekimeyen bir Netenyahu profili...

Acaba diyorum Hitler'le bir akrabalığı filan mı var bu Netenyahu'nun?

Her ülkede olduğu gibi İsrail'de de sağduyulu insanlar ve medya mensupları var. Mesela Haaretz gazetesi...

Netanyahu'nun, İsrail'i, Yahudiler ve Filistinliler arasında iç savaşa sürüklediğini yazdı ve, "Netanyahu, yıllarca kışkırtma ve ayrımcı yasalarla şiddetli çatışmalara zemin hazırlayarak İsrail'in Filistin vatandaşlarını bastırdı" yorumu yaptı.

İsrail gazetesinden okumaya devam edelim:

"Usta bir illüzyonistin eseri olan zaptedilemez Netanyahuizm, El Aksa Camisi avlusundan Şeyh Cerrah'a, Hayfa'dan Gazze'ye kadar paramparça oluyor ve gerçek maliyeti henüz hesaplanamıyor. İsrail polisi, son birkaç yıldır, kendilerine meydan okuyan herhangi bir grubun şiddetle bastırılmasıyla tanındı.

Netanyahu, Filistinlilerle soğuk savaşa ilişkin yeni başlamış halk endişelerini bile bastırmak için en etkili maddelerden birini kullandı: Neoliberal ekonominin sağladığı maddi rahatlık.

Yahudi ve Arap vatandaşlar arasındaki çifte standartlar yükseliyor. Cin şişeden çıktı. Netanyahu’nun İsrailli Yahudilerin çoğu için 'normallik' hükmünün, onun tek güç arayışını gizleyen bir yanılsamadan başka bir şey olmadığı gerçeğine hepimiz tanığız.

Ne kadar bariz bir ırkçı toplum haline geldiğimizi, bize kahve ikram eden ve hastamızı hastanede tedavi eden Filistinli vatandaşlarımızı gerçekten görmemiz gerekiyor."

Aklı başında İsrailliler böyle anlatıyor. Netenyahu ve ne yapmaya çalıştığını anlamaya yeter sanırım...

Şiddeti, insanlık dışı yaklaşımı hangi kesim yaparsa yapsın savunmamak, hoş görmemek lazım. Müslüman, Hristiyan farketmez... 

Filistin topraklarına çöken İsrail artık durmak zorunda. Amerika yaramaz çocuğunun kulağını sıkıca çekip hizaya getirmeli.

Trump'u da unutmamalı. Zira Netenyahu'nun pervasızlaşmasında ciddi payı vardı...