İYİ Parti Milletvekili Ümit Özdağ bir dizi iddia ortaya attı. Partisinin üst yönetimi kendisini pek muhatap almıyor. Disiplin süreci var ve muhtemelen ihraç edilecek.

Özdağ'ın iddialarını duyunca ve içinde Nuri Okutan ismi de geçince tebessüm ettim. "Özdağ baltayı taşa vurdu" dedim. Çünkü Nuri Okutan çamur atılacak, atılan çamurun tutacağı bir isim değil. Pırıl pırıl bir memleket evladı. Yıllarca Valilik yaptı. Vehbi Koç Ödülü kız çocuklarının okuması için verdiği üstün gayretler nedeniyle kendisine verildi. Ödülle birlikte kendisine sunulan 100 bin liraya elini bile sürmedi. O ödül parasıyla okul yaptırdı.  

Nuri Bey her yerde emin ve güvenilir kişi olarak bilinir. Ülkesi için kafa yorar. Memleketin hayrına olmayacak hiçbir işe girmez. Mert adamdır...

Şimdi gelelim Özdağ'ın, "CHP, İYİ Parti, HDP, Saadet Partisi ortak Anayasa Taslağı" hazırladığı iddiasına...

Özdağ bu süreçte Okutan'ın da yer aldığını öne sürdü. Hani halk arasında denir ya "süzme yalan" bir iddia. Çamur at izi kalsın yaklaşımı. Bir panele katılsanız, orada tesadüfen birileriyle sohbet etseniz ve bunu Ümit Özdağ görse emin olun hakkınızda sayfalarca komplo teorisi üretebilir. İşte böyle bir profil Ümit Özdağ. 

Özdağ madem anayasa çalışmalarıyla ilgili iddiada bulundu, o zaman soralım: Ak Parti, MHP, CHP, HDP temsilcilerinin katıldığı ve 50 maddesinde uzlaşma sağladıkları bir anayasa çalışması yapılmıştı. Bundan niye bahsetmiyor musunuz?

Müsavat Dervişoğlu, Ümit Özdağ için öyle bir açıklama yaptı ki hazmedilmesi kolay değil: 

“Sayın Özdağ’ın beni asıl ilgilendiren ifadesi; ben asla milletime yalan söylemedim demesidir. Milletime yalan söylemedim diyen bir siyasi şahsiyetin göz göre göre yalan söylüyor olması tarafımdan kabul edilebilecek bir davranış değildir. İYİ Parti’de herşey şeffaf bir biçimde yürütülmektedir.  İYİ Parti’nin gizli ilişkileri ve ajandaları yoktur. Ümit Beyin söylediklerinin arkasında başka şeyler arıyorum, dolayısıyla yalan söylediğini, özellikle HDP’nin içinde bulunduğu bir anayasa görüşmesinin İYİ Parti tarafından yapılabilmesinin mümkün dahi olamayacağını tekrarlıyorum. Ortada kamuoyunu ikna edebilecek herhangi bir belge, veri, delil yokken İYİ Parti’ye yönelttiği bu iftiranın elbette ki bir bedeli olacaktır diye düşünüyorum. İYİ Parti olarak Sayın Ümit Özdağ’ın iddialarını ciddiye alan herhangi bir arkadaşımız yoktur, mensubumuz yoktur. Biz iktidarın büyük yalanlarıyla uğraşıyoruz. Özdağ’ın küçük ve miğde bulandıran yalanlarıyla vakit kaybedecek değiliz. Kendisi Disiplin Kurulu’na sevkedildi. Siyasetin bedeli bellidir, İYİ Parti’ye vermeye çalıştığı bu zararın mutlaka bir karşılığı olmalıdır. Kendisine Pazar arayan bir işportacı gibi davranıyor. Siyasi alıcısı çıkar mı çıkmaz mı bilmiyorum ama kendini strateji dehası diye tanımlayan bu arkadaşın bence yaptıkları işi değerlendirebilecek aklı selim arkadaşları da vardır otursun konuşsun. Kendisini psikolojik yönden de gergin gördüm acil şifalar diliyorum.”

Şimdi size bomba kulis bilgileri aktaracağım. 

1- Ümit Özdağ'ın İYİ Parti'ye savaş açmasının asıl nedeni '35 milyon liracık' anlaşmazlığa mı dayanıyor*

2- Ümit Özdağ Ali Babacan'la görüştü mü?. 'Beni partine al, milliyetçi yüzünüz olıurum' dedi mi?

3- Ümit Özdağ'a 'Senin için CIA-Mossad ajanı diyorlar' denildiğinde ne yaptı?

İlkinden başlayalım...

İYİ Parti son seçimde seçim kampanyası için 35 milyonluk bir bütçe tedarik etti. Bu bütçenin kullanılmasının kendi kontrolünde gerçekleşmesini isteyen Özdağ iki firma temsilcisiyle Meral Akşener'e gitti. Kampanyayı kendisinin yanındaki arkadaşları aracılığı ile gerçekleştirmek istediğini söyledi. Özdağ'ın bu isteği kabul görmedi. Kampanya harcamaları için 35 milyonluk rakam yarıdan daha az, 13 milyonluk bir bedelle Cihan Paçacı'ya yakın bir firmaya verildi. İYİ Parti kaynakları Özdağ'ın bunu hiç hazmedemediğini ve asıl düşmanlık nedeninin bu husus olduğunu aktardı.

İkinci konu...

Özdağ bir yandan İYİ Parti'ye savaş açarken diğer yandanda siyasi arayış içine girdi. Bu eksende DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan'a gitti. Partisine katılma isteğini, birlikte olma düşüncesini, milliyetçi yüzleri olabileceğini ifade etti. Lakin Babacan kabul etmedi. Nazikçe olumsuz baktığını gösterdi.

Üçüncüsü...

MHP kulislerine yakın olanların bildiği bir husus. Özdağ, MHP'nin başına geçme planları yaptığı dönemde Devlet Bahçeli'nin onun hakkında, "CIA ajanı" dediğini herkes konuştu. Benim bildiğim ise, Bahçeli, Özdağ için CIA değil de Mossad ajanı olduğuna dair iddiada bulunmuştu. Şimdi Özdağ'a, "Sizin için de Mossad ajanı olduğunuza dair iddialar var" desek acaba ne anlatır? Hoşuna gider mi?